YÖNETİCİNİN ÖNEMİ VE SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
İki yıl bölüm başkanlığı, dokuz yıl da dekan olarak görev yaptığım sürece yöneticilikle ilgili çok şey öğrendim, öğrndiklerimi de Fakültemizin ve Üniversitemizin yararına elden geldiğince kullandım. Öğrendiklerimin en önemlilerinden biri, yöneticinin rolünün bir kurumun, bir beldenin, bir ülkenin gelişmesinde çok önemli olduğudur. Oysa, kanımca Ülkemizde bu konuya gereken önem verilmemektedir. Örneğin, bakanlar liyakate göre değil de sıra esasına göre atanabilmekte, yöneticilik deneyimi ve yeteneği olmayan meşhur bir kişi (örneğin bir sanatçı) belediye başkan adayı olabilmekte ve seçilebilmektedir. Benzeri düşünceler üniversitelerde de geçerli olabilmektedir. Bu nedenle, yöneticinin önemi ve sahip olması gereken özelliklerle ilgili düşüncelerimi size açıklamak istiyorum.
“Yöneticinin yönettiği toplum düzeyi yüksek değilse yönetici ne yapabilir?” yani pek birşey yapamaz kanaati oldukça yaygındır. Oysa, bir kişinin performansı, yöneticiden yöneticiye şaşılacak derecede değişebilmektedir. Yani, aynı kişi, iyi bir yönetim altında çok verimli ve başarılı, kötü bir yönetim altında da verimsiz ve başarısız olabilmektedir. Aynı şey, bireylerden oluşan toplum için de geçerlidir. Bunun bilincinde olan ülkeler yönetici yetiştirmeye ve bir makama en uygun yöneticinin gelmesine çok önem vermektedir. Ülkemizde ise çoğu kez bir makama, en uygun olan değil de bir veya birkaç kademe gerisindeki bir kişi gelmektedir.
İster sporcu, ister sanatçı, ister yönetici olsun, üstün başarılı her kişinin iki temel özelliği vardır: (i)Yetenekli olmak. (ii)Çok çalışmak, bilimsel ve verimli çalışmak. Bir yöneticinin, sahibolması gerektiğini düşündüğüm özellikler aşağıda verilmiştir.
-
- Temsil yeteneği: Yönetici, yöneticisi olduğu kurumun önemini, potansiyelini, verdiği hizmetleri çok iyi bilmeli ve başkalarına net olarak anlatabilmeli, onları, hali ve tavrı ile de etkileyebilmelidir. Aksi halde hem yönetilenlerin verimi düşer hem de dış dünya, kurumu yeteri kadar ciddiye almaz; kurumun gelişimi bundan zarar görür.
- Analitik düşünme yeteneği: Yönetici, sezgileri ile kurum için neyin önemli olduğunu sezip analitik düşünme yeteneği ile irdeleyebilmelidir. Önemsiz şeyler için enerji sarfetmemeli, önemli fırsatlar ise kaçırılmamalıdır.
- Yöneticinin ikna kabiliyeti ve baskıya, sinir harbine dayanma yeteneği yüksek olmalıdır. Yönetici, alınan kararların doğruluğuna yeterli sayıda kişiyi inandıramazsa verim düşer. Öte yandan, her toplumda ısrar ve sinir harbi ile hakettiğinden fazlasını almak isteyen ve çoğu kez de bunda başarılı olan kişiler (öğrenci,veli,öğretim elemanı, nüfuzlu kişiler) mevcuttur. Yönetici bunlara karşı koyamazsa (Ülkemizde birçok yönetici yeteri kadar karşı koyamamaktadır) kuruma hakim olamaz, klikler oluşur ve gelişim yavaşlar.
- Yönetici, kendisine başvuran kişilere güler yüzle ve yapıcı olarak yaklaşmalıdır. Yönetimindeki bürolarda da bu görev anlayışı benimsenmelidir. Tedirginlik yaratacak karar ve davranışlardan kaçınmalı, üst makamlara da bu konuda etkili olmalıdır; tedirginliğin, bedensel değil de zihinsel çalışmanın ağırlıklı olduğu akademik ortamlarda verimi düşüren önemli bir etken olduğunun bilincinde olmalıdır.
- Alternatif çözümler üretme yeteneği: Yöneticiler hergün çeşitli problemleri çözmek zorunda kalırlar. Sosyal problemlerde ise çözüm tek değildir. Mevzuatı iyi bilen, insan ilişkilerinde başarılı, alternatif çözümler üretebilen kafa yapısına sahip bir yönetici çözümsüz gibi görünen problemleri şık bir şekilde çözebilir. Yeteneksiz bir yönetici ise çok kolay çözebilecek problemleri dahi çözümsüz hale getirir.
- Güven yaratma: Yetenekli yönetici problemlere en iyi çözümleri bularak ve alınan kararların büyük çoğunluğunun isabetli olmasını sağlayarak yönetilenlerin güvenini kazanır. “Hatadan dönmek fazilettir” denilir. Eğer yönetim sık sık hata yaparsa hatadan dönme fazileti sonuç vermez; yönetici güvenilirliğini yitirir. Böyle bir yöneticinin doğru kararlarına bile güven duyulmaz ve kurumun verimi düşer. Oysa çok az hata yapan yöneticinin küçük hataları adeta farkedilmez. Büyükçe hataları da pek reaksiyon yaratmaz. Ülkemizde çoğu kez doğru kararlara da itiraz edilmektedir.Çünkü, genelde yöneticilere yeteri kadar güvenilmemektedir.
- Yöneticinin sahibolması gereken diğer bir özellik, soğukkanlılığını kaybetmeme özelliğidir. Soğukanlılığını kaybeden ve öfke ile karar veren, ters tepki veren yöneticinin kararları isabetsiz olur. Yanlış kararlar da genelde başka yanlış kararları davet eder ve yönetici güvenilirliğini yitirir. Soğukkanlı ve sabırlı olmanın ilk koşulu da düzenli bir hayat sürmektedir. Oysa yöneticilik genelde düzensiz bir hayatı davet eder. Yani, sabırlı olmak, soğukkanlılığını korumak, çok aykırı davranışları olan kişilere karşı da adil davranabilmek çok zordur.
- “Kalemi kuvvetli olmak” da yönetici için çok önemlidir. Önerileri, kararları, duyuruları net ve gerektiğinde biraz da çarpıcı bir ifade ile yazabilmek yöneticinin başarılı olmasında oldukça önemli rol oynar.
- Kaynak yaratmak ve eldeki kaynakları en uygun biçimde kullanmak da çok önemlidir ve önemi gittikçe artmaktadır.
- Çoğu kez, başarısız bir yönetici için “Kendisi iyi ama etrafındakiler yetersiz” denilir. Oysa iyi bir yönetici, iyi bir kadro oluşturabilen, insiyatif verip kadroyu verimli olarak çalıştırabilen kişidir. Yetenekli kişileri kuruma ve yönetim kademesine çekebilmek ve onların verimli çalışabileceği ortamı yaratabilmek, motivasyonu arttırıp, iyiyi teşvik etmek, başarılı bir yönetici olmanın en önemli koşulları arasındadır.
- Yönetici gerektiğinde mevzuatın sınırlarını zorlayan önemli kararlar alabilecek kadar cesaret sahibi olmalı, temsil ettiği kurumun kişiliğini zedeletmemelidir. Ülkemizde, yukarı kademelerin çok aykırı talepleri olabilmekte, bu aykırı taleplere sağlam gerekçelerle karşı çıkan bir yöneticinin bile yöneticilikten uzaklaştırılma ihtimali oldukça yüksek olabilmektedir. Yönetici, gerektiğinde görevi bırakmaya hazır olmalıdır. Ülkemizdeki yöneticilerin ne yazık ki, fiziksel cesaretlerinin de yüksek olması gerekmektedir. Aksi halde, tehditler nedeniyle, alınması gereken kararlar alınmamakta bu da kurumdakilerin huzurunu bozup verimini düşürmektedir.
- Bir kurum için iki yönetici adayından birincisi, A’nın başarı derecesinin 70/100, B’nin 80/100 olacağı bilinse, “Eh, ikisi de iyi yönetici, A’nın veya B’nin yönetici olması pek önemli değil” denilmektedir. Oysa kurumun gelişmesi başarı derecesi ile orantılı ve birim zamanda A ile alınan yol 1 kabul edilirse B ile alınan yol 80/70=1,14 olacak, n birim zaman sonra, A ile alınan yol 1, B ile alınan yol ise (1,14)n olacaktır. Yani, biraz daha iyi bir yönetici ile uzun zaman sonra kurum çok daha iyi bir yere gelebilecektir. Ayrıca iyi bir yöneticinin kurum dışı etkileri de oldukça önemlidir. Örneğin, daha iyi yöneticinin yönettiği kurum daha iyi mezunlar veriyorsa, mezunların çalıştıkları kurumlar da bundan etkilenecektir. Öte yandan, yöneticinin kurumundaki kişiler başarılı ve mutlu ise bu başarı ve mutluluk o kişilerin aile bireylerini de olumlu yönde etkileyecektir.Yöneticiyi belirleyen kimselerin, adayların sahipolduğu tüm önemli özellikleri bilmeleri çok zordur. Bu yüzden bazı ülkelerde bir komisyon, adaylar hakkında etraflı bir inceleme yapıp rapor hazırlamakta, yöneticiyi belirleyecek olanlar bu rapordan yararlanmaktadır.