Prof. Dr. Ahmet DERVİŞOĞLU‘nun konferansı:
“Bilim Adamlığı, Bilim Tarihi ve
Bilgi Toplumu”
Prof. Dr. Ahmet DERVİŞOĞLU Bilim Adamlığı, Bilim Tarihi ve Bilgi Toplumu konulu
konuşmasını yaparken. 1995 Cuma günü, Alvin Toffler ilgili bir konferans verdi. Günler Çırağan Sarayında Bilgi Çağı ile | ce, gazeteler ve televizyonlar bu
İTÜ Elektrik Elektronik Fakül tesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet DERVİŞOĞLU Elektrik Mühen disleri Odası İstanbul Şubesi‘nde “Bilim Adamlığı, Bilim Tarihi ve Bilgi Toplumu” konulu bir konuş ma yaptı.
Prof. DERVİŞOĞLU, konuş masının, ‘Bilgi Çağı‘nı anlattığı bölümünde, kendisinin, Alvin Toffler‘in Türkiye konfe ranslarından 13 ay önce Fakül te‘nin 60. Yıldönümünde Bilgi Çağı‘ndan sözettiğini ve konuş masının dergimizde yayım landığını hatırlattı.
Prof. DERVİŞOĞLU Bilgi Çağı‘na ilişkin olarak şunları söyle di:
Bildiğiniz gibi insanlık, Bilgi Çağı denen yeni bir çağa adımını attı. Tabii, ülkeden ülkeye bunun derecesi çok farklı. Bilinen şu ki çağı yakalayamayan toplumlar çağ dışı kalmanın ötesinde bağımsızlıklarından da önemli ölçüde kaybedecekler, dolaylı yoldan da olsa çağı yaka layanların boyunduruğu altına gireceklerdir. İşte bu çağın yaka lanmasında bilim adamlarına, onların yetiştireceği araştırıcı ve mühendislere çok büyük görev ler düşmektedir. Bu nedenle, Bilgi Çağı‘ndan bahsederken bilim adamlığı ve araştırma etkinliklerinden de bahsetmek gerekmektedir. Bilim tarihinden bahsetme nedenim de bilgi çağı nin anlaşılmasını kolaylaştırma amacına yöneliktir.
BİLGİ ÇAĞI ve SALATA
Bildiğimiz gibi, 17 Kasım
BİR BİLİM ADAMININ YAŞAMA
BAKIŞI ve ÖZGEÇMİŞİ Prof. Dr. Ahmet DERVİ– öğrendim. 9 Yaşında Gönen‘de ŞOĞLU, “Bilim Adamlığı, Bilim 3‘üncü sınıftan okula başladım. İlko Tarihi ve Bilgi Toplumu‘ konu– kulu bitirdikten sonra parasız yatılı larını ele aldığı konuşmasında, sınavını kazanarak öğrenimimi “bilim adamlığının çekici ve sürdürdüm. O zamanlar parasız zahmetli yanlarından söz ederken yatılı kurumu gerçekten hayati rol kendi yaşamından da örnekler oynuyordu. Turgut Özal, S. Demi verdi. Bu bölüme, kendisinden söz rel ve daha çok sayıda ünlü bu etmek durumunda kalacağı için kurum sayesinde çıkış yapmıştır. ‘bu benim için biraz zor olacak‘ Şunu takdirle belirtmeliyim ki diyerek başlayan DERVİŞOĞLU Ülkemizin en ücra köşelerinden özetle şunları anlattı:
gelen yetenekli kişiler, hiçbir engel Gönen‘in 225 nüfuslu, 40 le karşılaşmadan en üst mevkilere haneli bir köyünde 1935 yılında yükselmiştir, yükselmektedir. Bu doğdum. Köyde 1960‘lara kadar Türkiye‘nin çok değerli ve az rast okul yoktu. Ayrıca, elektrik yok, lanır bir özeliğidir. telefon yok. 9 yaşına kadar ağabe– 1959‘da İTÜ Elektrik Fakül yim Recep Dervişoğlu‘ndan Latin tesinden Y. Müh. olarak mezun harfleri ile okuma yazma, köy oldum; aynı yıl asistan olarak göre imamından da Kur‘an‘ı okumayı ve başladım. Böylece çok sevdiğim
Elektrik 1995/6
35
konuşmadan ve Bilgi Çağından bahsetti; görebildiğim tüm yazı
- 1. Çağı yakalayamayan i ları okudum, haberleri izledim; fakat bu çağın ne olduğu Türki– kalmanın ötesinde
kalmanın ötesinde ye‘nin bu çağı yakalama potan
|| bağımsızlıklarından da i siyelinin ne olduğu hakkında doyurucu bir yazı veya habere
önemli ölçüde rastlamadım. Ali Rıza Kardüz‘ün, kaybedecekler, dolaylı yan etkilerle ilgili bir yazısı ilgi
1 yoldan da olsa çağı • çekici idi: “İnsanlar çorba olmak
yakalayanların istemiyor, salata olmak istiyor” diyor. Zira çorbanın içinde herşey boyunduruğu altına eriyip gidiyor, sonuç lezzetli de
gireceklerdir. olsa! Oysa salatada kimlikler korunuyor! Bilgi Çağında sala
Günümüzde bir ülkenin taya doğru kayma olacakmış.
gücü, sahip olduğu yetişmiş Olabilir, bu bir dolaylı sonuçtur.
insan sayısı ile ölçülmektedir; İşin aslı nedir?
sahip olduğu doğal kaynaklarla Ben bunu yıllardır ders
ve silahlarla değil. İnsan yetiş lerimde ve yaptığım konuş
tiren kurumlar öğretim kurum malarda söylüyorum. En çok
ları, onların da en önemlisi üst yararlandığım kaynaklar Toff
öğretim kurumları yani üniver ler‘in kitapları
siteler. Öte yandan araştırmalar SİLAH DEĞİL, YETİŞMİŞ göstermiştir ki bir birimin kaliteli
İNSAN GÜCÜ
mezun vermesinin nerede ise : Prof. Dr. Ahmet DERVİ– gerek ve yeter koşulu güçlü bir ŞOĞLU daha sonra Türkiye‘de | öğretici kadroya sahip olmasıdır. bilim adamı eksikliğinin nedenleri Türkiye‘deki durum nedir? üzerinde durdu:
Ülkede 57 üniversite var;
bunlardaki öğrenci sayısı, Açık Öğretim hariç, 800.000 kadar. Toplam öğretim üyesi sayısı ise 14.000. Buna göre öğretim üyesi başına öğrenci sayısı: 57; olması gereken ise 15–20. Demek oluyor ki dünya standartlarında bir yüksek öğretim vermek için bu sayı en az 2 katına çıkarılmalıdır. Acaba çok sayıda genci Yüksek Öğretime gönderiyoruz da 0 yüzden mi hoca sayısı az kalıyor? Hayır tam tersi. Bir ülkede 18–21 yaş arasındaki 100 gençten kaçı bir Yüksek Öğretim Kurumuna kayıtlı ise ona Yüksek Öğretimde Okullaşma Oranı denir. Bu sayı bizde açık öğretim hariç %15; Açık Öğretim dahil edilirse %20; Japonya‘da %36, G.Korede %37, A.B.D. %59.
Derler ki, Bilgi Çağına gire bilmek için bu sayı %30‘dan az olmamalı. O halde öğrenci sayısı da iki misline çıkarılmalı. Burada bir parantez açıp şunu söylemek istiyorum. Bilgi Çağına girmek için 100 kişiye düşen telefon hattı sayısının da en az 30 olması gerektiği söyleniyor; bizde çok
akademik hayata adım atmış oldum.
1962 yılında illinois Uni versitesine gidip 1964 Ağus tos‘unda doktoramı tamamladım.
Doktora hocam, konusunda dünyaca ünlü Sundaram Seshu idi. 30 yıla yakın bir süre önce trafik kazasında öldü; fakat yayınları sayesinde bugün hala anılı yor. Bu, bilim adamı olmanın önemli bir avantajıdır.
A.B.D.‘de 300 kadar üniver sitede Mühendislik öğretimi verilir; Illinois Universitesi ilk 4 arasında; dünyanın her yanından çok iddialı öğrenciler oraya Lisans Üstü öğre nimi için gelirler. Bu ortamda yıllarca kalmış olmak insanın kendisini geliş tirmesi için bulunmaz bir fırsattır.
Doktorayı 2 sene gibi, oranın ölçülerine göre kısa bir sürede tamamladım; Ingilizceye ek olarak Fransızca ve Almancadan da sınav lara girdim. Seshu‘nun teklifi üzeri
ne, 6 ay doktora sonrası araştırıcı ne, 6 ay doktora sonrası araştırıcı olarak çalıştım. Araştırma konum, Durum Denklemleri ile Devre Analizi ve Sentezi – – – – – – – – – – – – Araştırma işi çok
önemli ve çok heyecan verici bir iştir. Aylarca gece
gündüz kafa yorduktan sonra gerçekleştirdiğiniz bir yeniliğin, elde ettiğiniz sonuçların, buluşların verdiği haz hiçbir şeyle
ölçülemez. – – – – – – – – – – – idi. Bu konu 1957‘de Bashkow tarafından ortaya atıldı. Yaptığım araştırmalar bu konudaki temel araştırmalar arasında yer aldı; hala
onlara referans veriliyor; “Cita tion Index” deki atıf sayısı da 100‘ün üzerinde.
6 aylık sürede elde ettiğim sonuçlardan yararlanarak Cornell Üniveritesindeki bir ekip CORNAP diye oldukça isim yapmış olan bir paket program geliştirdi. Kitaplarda, bu programın dayandığı temelin benim bir araş tırmam olduğu yazılmaktadır.
Araştırma işi çok önemli ve çok heyecan verici bir iştir. Aylarca gece gündüz kafa yorduktan sonra gerçekleştirdiğiniz bir yeniliğin, elde ettiniz sonuçların, buluşların verdiği haz hiçbir şeyle ölçülemez.
Araştırmanın çok önemli bir yan ürünü araştırıcı bir kafa yapısı geliştirme aracı olmasıdır. Araştırıcı kafalar, diğer kimseleri de aynı şekilde etkiler. Dolayısıyla, bir ülke de kalıpçı değil de araştırıcı kafa yapısının yaygınlaşması için yeterli
Elektrik 1995/6
36
teknolojinin hak ettiği yere geti rilmesine katkıda bulunmak.
Önce bilim adamı adaylarına mesajım:
Başarılı bir bilim adamı olabilecekseniz mutlaka olun.
Diğerlerine mesajım: Böyle Kimseleri Teşvik Edin.
büyük bir atılım sonucu %20 civarında, çok ilginç bir şey: Milli gelir ile .bu sayı arasında çok büyük bir ilişki var. Yani milli geliri artırmadan telefon yoğun luğunu artıramıyorsunuz.
TÜRKİYE‘DE NEDEN YETERLİ SAYIDA BİLİM . ADAMI YOK?
Bilim adamı olma yeteneğine sahip yeterli kişi mi yok? Hayır, yeterli sayıda yetenekli genç var, fakat onların çoğu bilim adamı olmak istemiyor.
Bizler nasil, 95 yil 1 ! önce yaşayanların !
bugün olanları tahayyül i dahi edemediklerini
söylüyorsak 30 yıl sonra !
yaşayacak olanlar da bizler için aynı şeyleri i söyleyeceklerdir; zira ! değişimin temposu i
daha da hızlanmaktadır.. Çok sayıda lise son sinif öğrencilerine bu konuda seminer verdim; anketler yaptım. Tipik cevap:
Bilim adamı olmak iste diğimde beni cesaretlendiren olmadı.
Ülkemizde bilimin önemini inkar eden yok. Fakat hem yöne ticiler hem halk öncelikler sıra lamasında bilimi, olması gereken yerin epey altına koyuyor. Bu konuşmanın asıl amacı kamu oyuna mesaj vermek; bilim ve
İNSANLARIN YETENEKLERİNİN LİMİTİ
Öğretim amaçlarını ‘insanları bilgilendirmek‘ ve ‘insanları yete neklerinin limitine götürmek‘ olarak özetleyen DERVİŞOĞLU, konuşmasında kendi yaşamından verdiği örneklerle bilim adamının yaşamdan beklentilerine ve duyduğu bilim adamına özgü hazlara örnekler verdi ve bilim tarihinde kilometre taşları deni lebilecek önemdeki olayları özet
ledi.
Dervişoğlu konuşmasının bu bölümünde şunları söyledi:
- 20. Yüzyılda bilimsel iler lemede patlama oldu. İnsa noğlunun son 95 yılda katettiği mesafe, bu asrın başına kadar
–
–
–
–
–
– –
sayıda araştırıcının olması gerekir.
Araştırıcıların birbirlerini yayın Tarından tanımaları ve günün birin de karşılaşmaları da çok ilgi çeki cidir. Bu şekilde hayli deneyimim oldu; fakat bir tanesini hiç unut muyorum.
Bir kongerede tebliğ sunmak üzere Yugoslavya‘nın (o zaman Yugoslavya vardı) Herseg Novi şehrine gitmiştim. hava alanından şehre gitmek için birkaç kişi aynı taksiye bindik. Yolculardan biri ünlü Rus bilim adamı Anatoli Petrenko idi. Türkiye‘den oldu ğumu öğrenince “Ahmet Der vişoğlu‘nu tanır misiniz” diye sordu. Sorduğu kişinin ben olmama çok sevindi ve Rusça ya zılmış kitabını bana imzalayarak verdi. Kitaptaki referanslardan ikisi benim yayınlarımdı. Hatırladığım ka darıyla, daha sonra kitap İngilizceye de çevrildi.
Benzer durumlara bilim dünya– sında sık sık rastlanır; bu da bilim adamlığının heyecan verici yanl–
– Bana en çok mutluluk
veren şeylerden biri büyük zekalarla, üstün
yetenekli kişilerle karşı karşıya gelmek,
etkileşim içinde
olmaktır. Bilim adamları bu konuda
çok büyük şansa sahiptirler. Görev yapmakta olduğum İ.T.Ü. ve 20 yıldır
ders vermekte olduğum B.U. bu konuda müstesna kurumlardır.
– – — — — — — — rindan biridir.
1965 yılında ders vermeye başladım. O zaman henüz Öğretim
Üyesi değildim. Sınıftaki öğrencilerle çok iyi diyaloğum vardı; hala da öyle. Mezun olan öğrencilerim çok iyi yerlere gelmektedirler; eksik olmasınlar bana daima yakın ilgi göstermekte ve başarılarında benim de katkım olduğunu ifade etmek tedirler. Bunun verdiği hazzı ve mutluluğu anlatabilmek imkansız.
Bana en çok mutluluk veren şeylerden biri büyük zeķalarla, üstün yetenekli kişilerle karşı karşıya gelmek, etkileşim içinde olmaktır. Bilim adamları bu konuda çok büyük şansa sahiptirler. Görev yapmakta olduğum İ.T.Ü. ve 20 yıldır ders vermekte olduğum B.U. bu konuda müstesna kurumlardır. Öğrencileri ile de öğretim eleman ları ile de etkileşim içinde olmak büyük mutluluktur.. Öte yandan kongreler ve yayınlar aracılığı ile tüm dünyadaki parlak zekalarla etkileşim içinde olunabilmektedir. Bunların
Elektrik 1995/6
37
30 yıl sonra yaşayacak olanlar da bizler için aynı şeyleri söyle yeceklerdir; zira değişimin temposu daha da hızlan maktadır.
katedilenden çok daha fazladır. Bu asrın başında, bugüne kadar olanlar tahayyül dahi edilemezdi. Örneğin, uçak bu asrın içinde gerçekleştirilmiştir. Uydular gerçekleştirilip geliştirilmiş, uydu ile haberleşme gündelik haya timızı önemli ölçüde etkiler hale gelmiştir. İnsanoğlu aya ayak basmış, gezegenlere çok yaklaş mıştır. Televizyon gerçek leştirilmiş, haberleşmedeki geliş meler sayesinde dünyanın herhangi yerindeki bir olay aynı anda diğer herhangi bir yerden izlenebilir hale gelmiştir. Nihayet, bu asrin icadı olan mikro elekt ronik ve bilgisayar, insanoğlunun Bilgi Çağı denen yeni bir çağa girmesini sağlamıştır.
Bilgisayar önceki icatlardan çok farklıdır; çünkü, insanın adale gücünü değil fakat zihinsel gücünü artıran bir alettir. Bu nedenle etkisi çok büyük olmuş. tur, olmaya da devam edecektir.
Bizler nasıl, 95 yıl önce yaşa– yanların bugün olanları tahayyül dahi edemediklerini söylüyorsak |
GÜLÜMSEMEYİ İHMAL
ETMEYELİM Bilimdeki gelişmelerin temel amacının da ‘insanın mutluluğu‘ olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ahmet DERVİŞOĞLU, konuş masını şu sözlerle bitirdi:
Insanoğlu birkaç milyon yıldır yeryüzünde var. Fakat ta kalabilmesi için hem deği bilimde ilerleme 6000 yıl önce şimleri gerçekleştirmesi hem de başlamış. Bu 60 asrın da sonun– değişimin getirdiği sorunları cusunda alınan mesafe ilk çözebilmesi gerekiyor; yani 59‘unda alınandan daha fazla. sağlıklı olarak ayakta kalabilmek Yani tempo gittikçe hızlanıyor. güçleşiyor. Oysa bundan 40 yıl önce bazı Uluslar için durum böyle; biz kimseler “Yapılabilecek tüm kişiler sorumluluğumuzun bilin keşifler yapıldı, geriye yapılacak cinde olmak ve ulusal sorunların pek birşey kalmadı” diyordu. çözümüne yardımcı olmak zorun
Hızlı değişim konfor geti– dayız. Fakat şunu da hep hatırda riyor, hastalıklara çare bulup tutmalıyız: Herşey insan içindir, ömrü uzatıyor ama çok problem insanların mutluluğu içindir. de getiriyor.
Lütfen gülümsemeyi, hayattan tat Bir ülkenin, bir ulusun ayak– | almayı da ihmal etmeyelim.
dışında iki üniversiteyi ayrıca zikret– de bir zihinsel çaba, zihinsel egzer– mek isterim. Doktora öğrenimi için siz içinde olacaksınız. ve doktora sonrası araştırıcı olarak S. Sahip olduğunuz araştırıcı kafa üç yıl Illinois Üniversitesinde yapısı hayatın her safhası ile ilgili bulundum. Ayrıca 1973–1974 yılları konularda sağlıklı karar vermede ile 1980–1982 yılları arasında 3 yil – – – – – – – – – – – – Berkeley‘deki California Üni
Bilim adamı iseniz, versitesinde bu–lundum; dersler düzenli bir hayatınız verdim, araştırmalar yaptım.
olmak zorunda. Bu iki üniversite öğrencileri, Devamlı araştırma öğretim elemanları, misafir hocaları, yapacaksiniz; yeni kitaplıkları, kültürel etkinlikleri ile bilgiler üreteceksiniz, gerçekten dünyanın müstesna etki– öğreneceksiniz ve leşim ve gelişim ortamlarını oluş- öğreteceksiniz. Yani turmaktadır. Altı yıl bu ortamlarda
en üst düzeyde bir yaşamış olmanın sağladığı kazanç
zihinsel çaba, zihinsel maddiyatla ölçülemez. Bunlar bilim
egzersiz içinde adamı olmanın, ilk nazarda göze görünmeyen avantajlarıdır.
olacaksınız.
– – – – – – – – – – – – Bilim adamı iseniz, düzenli bir
yardımcı olacaktır. hayatınız olmak zorunda. Devamlı
Aynı derecede önemli bir avan araştırma yapacaksınız; yeni bilgiler
taj daha var; muhtemelen ömür bo üreteceksiniz, öğreneceksiniz ve yu zihin berrak kalacaktır. Yani öğreteceksiniz. Yani en üst düzey– zihnen genç kalınacaktır. “Sağlam
Kafa Sağlam Vücutta Bu lunur” diyor büyük Atatürk. Doğru, fakat eğer kafamız sağlam, zihnimiz berrak, aklı kendine reh ber edinmiş bir kimse iseniz o za man sağlığınızı koruma şansınız çok yüksektir. Kathy KEATON, “Uzun ömür” başlıklı kitabında “Beyni sürekli kullanmak yaşlılığı geciktirir” demek tedir.
İşte, bilim adamı olmanın bazı önemli avantajları bunlar. Peki zahmetleri yok mu? Var. Bunlar maddi gelirin yapılan işe göre az olması, ömürboyu bir öğrenci gibi çalışma, davranışlarında daha dikkatli olma ve düzenli bir yaşam sürme zorunluluğu şeklinde sıralanabilir.
Eğer bir kimsenin bilim adamı olmaya yeteneği ve isteği varsa, zah met olarak sıralanan şeyler önemli değilse o zaman tereddütsüz bilim adamı olmalıdır.
Elektrik 1995/6
38